Bebeklerde Böbrek Reflüsü (VUR) Tedavi Yöntemleri ve Takip Süreci
- Doç.Dr. Yaşar ISSI
- 5 gün önce
- 7 dakikada okunur

Bebeklerde böbrek reflüsü, tıbbi adıyla vezikoüreteral reflü (VUR), idrarın mesaneden üreterler yoluyla böbreklere geri kaçması durumudur. Bu geri akış, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarına ve zamanla böbreklerde kalıcı hasara yol açabilir. Özellikle yeni ebeveynler için bu tanı endişe verici olabilir; ancak günümüzde farklı tedavi yöntemleri ve düzenli takip sayesinde bebeğinizin böbrek sağlığını korumak mümkündür.
VUR tüm çocukların yalnızca %1-2’sinde görülürken, ateşli idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocukların yaklaşık %25-40’ında reflü tespit edilmektedir. Bu nedenle erken teşhis ve doğru tedavi oldukça önemlidir.
Bu yazıda, bebeklerde böbrek reflüsü tedavi seçeneklerini, endoskopik ve cerrahi yöntemleri, tedavi sonrası kontrol sürecini, evde alınabilecek önlemleri ve ameliyat gerekliliğini ele alacağız.
Böbrek Reflüsü Tedavi Seçenekleri
Bebeklerde böbrek reflüsü (VUR) tedavisi, reflünün derecesine (şiddetine), çocuğun yaşına ve böbreklerde oluşan olası hasara göre belirlenir. Genel olarak tedavi iki ana grupta değerlendirilir: koruyucu/konservatif tedavi ve girişimsel/cerrahi tedavi.

1. Koruyucu (Konservatif) Tedavi
Düşük dereceli (Grade I-II) veya orta dereceli (Grade III) böbrek reflüsü olan bebeklerde ilk tercih genellikle cerrahi dışı yöntemlerdir. Bunun nedeni, bu hafif vakaların çocuk büyüdükçe kendiliğinden düzelme olasılığının yüksek olmasıdır.
Araştırmalara göre:
Grade I-II VUR’lu çocukların büyük bir kısmı 5 yaşına geldiğinde kendiliğinden iyileşir.
Özellikle Grade I VUR vakalarında 5 yıl içinde kendiliğinden düzelme oranı %80’in üzerindedir.
Bu nedenle düşük dereceli böbrek reflüsünde düzenli takip, koruyucu antibiyotik tedavisi ve yaşam tarzı önlemleri ile durumun kontrol altına alınması mümkündür.
2. Girişimsel (Cerrahi) Tedavi
Yüksek dereceli (Grade IV-V) böbrek reflüsünde veya konservatif yöntemlerle kontrol altına alınamayan durumlarda cerrahi tedavi gündeme gelir.
Özellikle Grade IV ve V VUR’da:
Kendiliğinden düzelme ihtimali düşüktür.
Böbreklerde kalıcı hasar riski yüksektir.
Tekrarlayan ateşli idrar yolu enfeksiyonları görülebilir.
Böbrekte skar (yaralanma izi) oluşumu veya büyüme geriliği saptanabilir.
Bu bulgular varlığında, endoskopik tedavi veya açık/kapalı cerrahi yöntemler tercih edilebilir.
Tedavi Yöntemleri ve Kendiliğinden İyileşme Olasılığı
Bebeklerde böbrek reflüsü (VUR), derecesine göre farklı tedavi yaklaşımları gerektirir. Bazı düşük dereceli reflüler çocuk büyüdükçe kendiliğinden düzelebilirken, ileri dereceli vakalarda cerrahi müdahale kaçınılmaz olabilir. Aşağıdaki tabloda VUR derecelerine göre tedavi yöntemleri ve kendiliğinden düzelme ihtimalleri özetlenmiştir:
VUR Derecesi | Tanım ve Şiddet | Kendiliğinden Düzelme İhtimali | Genel Tedavi Yaklaşımı |
Grade I – II | Hafif reflü (idrar üreterde, böbrekte şişme yok) | Yüksek – Küçük çocuklarda 5 yıl içinde yaklaşık %70-80 düzelebilir | Koruyucu takip, günlük düşük doz antibiyotik; genellikle cerrahiye gerek duyulmaz. |
Grade III | Orta reflü (idrarda hafif böbrek genişlemesi) | Orta – 5 yıl içinde yaklaşık %50 düzelebilir (özellikle tek taraflı vakalarda) | Yakın takip, profilaktik antibiyotik. Gerektiğinde endoskopik tedavi düşünülebilir. |
Grade IV | Ciddi reflü (üreter ve böbrekte belirgin genişleme) | Düşük – Kendiliğinden düzelme oranı yaklaşık %30 veya daha azdır | Profilaktik antibiyotik ve düzenli takip. Çoğu vakada cerrahi tedavi gerekebilir. |
Grade V | Çok ciddi reflü (ileri düzey genişleme, üreterde kıvrılma) | Çok düşük – Kendiliğinden düzelme nadirdir (%10-20’den az) | Genellikle cerrahi tedavi tercih edilir. Öncesinde kısa süre koruyucu antibiyotik uygulanabilir. |
Önemli Not
Tablodaki yüzdeler çeşitli klinik çalışmalardan elde edilmiş yaklaşık oranlardır. Her çocuğun durumu farklı olabileceği için tedavi planı mutlaka uzman hekim tarafından bireyselleştirilmelidir. Özellikle ilk 1 yaş içinde düşük dereceli reflülerde düzelme şansı daha yüksek iken, yaş ilerledikçe kendiliğinden düzelme olasılığı azalır.
Endoskopik Tedavi Yöntemleri (Kapalı Girişim)
Endoskopik tedavi, bebeklerde böbrek reflüsü için cerrahiye alternatif olan minimal invaziv bir yöntemdir. Üretra yoluyla mesaneye ince bir kamera (endoskop) ile girilir ve üreterin mesaneye açıldığı noktaya jel benzeri bir dolgu maddesi enjekte edilir. Bu madde, bölgede küçük bir kabartı oluşturarak idrarın böbreklere geri kaçmasını engeller. Tıbbi literatürde STING prosedürü olarak geçen bu işlem halk arasında “kapalı ameliyat” adıyla da bilinir.
İşlem ve İyileşme
Genel anestezi altında yapılır ve yaklaşık 30 dakika sürer.
Cerrahi kesi olmadığından çocuk çoğunlukla aynı gün veya ertesi gün taburcu edilir.
Özellikle orta dereceli reflüde ve tekrarlayan enfeksiyonlarda tercih edilen bir yöntemdir.
Başarı Oranı
İlk enjeksiyonda ortalama %70-80 başarı oranı bildirilmiştir.
Yüksek dereceli (Grade IV-V) reflülerde oran daha düşüktür ve bazen ikinci bir enjeksiyon gerekebilir.
İki denemeden sonra reflü devam ederse, genellikle açık cerrahiye geçilir.
Avantajlar
Ameliyatsız ve kesiksiz bir yöntemdir.
İyileşme süresi kısadır, yara izi bırakmaz.
Çocuk çoğu zaman aynı gün normal aktivitelerine dönebilir.
Dezavantajlar
Başarı oranı açık cerrahiye göre daha düşüktür.
İleri dereceli reflü veya yapısal bozukluklarda tek başına yeterli olmayabilir.
Bazı çocuklarda reflü tamamen düzelmeyip yalnızca azalabilir.
Sonuç olarak, endoskopik tedavi, düşük risk ve hızlı iyileşme süreci sayesinde birçok merkezde böbrek reflüsünde ilk basamak girişimsel yöntem olarak tercih edilmektedir.
Ameliyatla Tedavi (Açık ve Kapalı Yöntemler)
Böbrek reflüsünde (VUR) cerrahi tedavi, özellikle ileri dereceli vakalarda veya koruyucu ve endoskopik yöntemlerle kontrol altına alınamayan durumlarda gündeme gelir. Ameliyatın temel amacı, mesane ile üreter arasındaki bozulmuş kapakçık mekanizmasını onararak idrarın yalnızca böbrekten mesaneye doğru tek yönlü akmasını sağlamaktır. Böylece hem böbreklerdeki hasarın ilerlemesi önlenir hem de tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarının önüne geçilir.
Cerrahi tedavi, açık ameliyat ve kapalı (laparoskopik/robotik) ameliyat olmak üzere iki şekilde uygulanabilir.
Açık Ameliyat (Üreteral Reimplantasyon)
Açık cerrahi, VUR tedavisinde uzun yıllardır kullanılan ve en yüksek başarı oranına sahip yöntemdir. Bu yöntemde:
Bebeğin alt karın bölgesinde küçük bir kesi yapılır.
Cerrah, üreterleri mesaneye yeniden, daha uygun bir açı ve uzunlukta tünel oluşturarak diker.
Bu işlemle idrarın mesaneden böbreklere geri kaçması kalıcı olarak engellenir.
Başarı oranı %95’in üzerindedir ve çocukların büyük çoğunluğunda reflü tamamen ortadan kalkar. Ameliyat genellikle birkaç saat sürer. Çocuk, 1-3 gün hastanede kalır ve bu süreçte mesaneye bırakılan idrar sondası ile iyileşme desteklenir. Açık cerrahinin en büyük avantajı kalıcı ve kesin bir çözüm sunmasıdır. Dezavantajı ise karında kesi izi bırakması ve iyileşme süresinin kapalı yöntemlere göre daha uzun olmasıdır. Çocukların çoğunda ameliyat sonrası 4-6 hafta fiziksel aktivite kısıtlaması önerilir.
Kapalı Ameliyat (Laparoskopik veya Robotik Cerrahi)
Kapalı cerrahi, günümüzde daha sık tercih edilmeye başlanan modern bir yöntemdir. Bu teknikte:
Karında büyük kesi yerine, birkaç küçük delikten kamera ve özel cerrahi aletlerle girilir.
Üreterler mesaneye yeniden yerleştirilir (reimplantasyon).
Laparoskopik veya robot yardımlı olarak uygulanabilir.
Kapalı ameliyatın avantajı, daha küçük kesiler, daha az ağrı ve kozmetik açıdan daha estetik sonuçlar sunmasıdır. Bazı merkezlerde robotik cerrahi ile “gizli kesi” teknikleri kullanılır ve çocuk büyüdüğünde neredeyse hiç iz kalmaz.
Başarı oranı açık cerrahiye oldukça yakındır. Çocukların büyük kısmında reflü bu yöntemle de tamamen düzeltilebilir. Ameliyat sonrası 1-2 gün içinde taburcu olunabilir ve çocuk birkaç hafta içinde normal aktivitelerine dönebilir. Dezavantajı ise bazı çalışmalarda başarı oranının açık cerrahiden biraz daha düşük olması ve nadiren idrar kaçağı gibi komplikasyon riskinin bulunmasıdır. Ancak cerrahinin deneyimi arttıkça bu oranlar giderek iyileşmektedir.
Hangi Yöntem Tercih Edilmeli?
Ameliyat seçimi, her çocuk için kişiye özel yapılır. Kararı etkileyen faktörler arasında:
Reflünün derecesi (Grade IV-V vakalarda açık cerrahi daha sık tercih edilir),
Çocuğun yaşı,
Böbreklerde mevcut hasar durumu,
Tek taraflı veya iki taraflı reflü olması,
Cerrahın deneyimi ve merkezin teknik olanakları yer alır.
Örneğin, iki taraflı ve ileri dereceli reflülerde açık cerrahi kesin çözüm sağlayabilirken, kozmetik kaygılar veya daha hızlı iyileşme beklentisi olan ailelerde kapalı (robotik/laparoskopik) yöntem tercih edilebilir. Orta dereceli tek taraflı reflülerde ise cerrahlar genellikle önce endoskopik enjeksiyonu dener; başarısız olursa cerrahiye geçerler.
Sonuç olarak, ameliyatla tedavide amaç her zaman böbrekleri korumak ve enfeksiyon döngüsünü kalıcı olarak kırmaktır. Hangi yöntem seçilirse seçilsin, cerrahi tedavi böbrek reflüsünde en etkili ve kalıcı çözüm yollarından biridir.
Tedavi Sonrası Kontrol ve Takip
Bebeklerde böbrek reflüsü (VUR) tedavisinden sonra, ister cerrahi ister ilaçla takip yapılmış olsun, düzenli kontrol süreci çok önemlidir. Bu takipler sayesinde böbrek sağlığı korunur, enfeksiyon riski azaltılır ve reflünün tekrarlayıp tekrarlamadığı izlenir.
Düzenli Doktor Kontrolleri
Üroloji veya nefroloji uzmanı belirli aralıklarla muayene planlar. Kontrollerde büyüme-gelişme takibi yapılır, tansiyon ölçülür ve idrar tahlilleri istenir. Amaç, böbrek fonksiyonlarının normal çalıştığından emin olmaktır.
Görüntüleme Testleri
Tedavi sonrası böbrek ultrasonu genellikle 6-12 ayda bir yapılır. Gerekirse reflünün devam edip etmediğini görmek için VCUG filmi çekilebilir. Önceden böbrek hasarı olan çocuklarda ise DMSA sintigrafisi gibi testlerle böbrek fonksiyonları izlenir.
İdrar ve Kan Tahlilleri
Koruyucu antibiyotik kullanan veya cerrahi dışı takip edilen çocuklarda düzenli idrar tahlili ve kültürü yapılması önerilir. Ayrıca böbrek fonksiyonlarını değerlendirmek için kan testleri (örneğin kreatinin) ve tansiyon ölçümleri yapılır.
Profilaktik İlaç Kullanımı
Düşük dereceli reflüde, çocuk büyüyene kadar düşük doz antibiyotik koruması sürdürülebilir. Cerrahi sonrası genellikle bu ilaçlar kesilir; ancak bazı vakalarda enfeksiyon riskine karşı kısa süreli koruyucu tedavi devam edebilir.
Tedavi sonrası düzenli takip, böbrek fonksiyonlarını korumak ve enfeksiyonların önüne geçmek için kritik öneme sahiptir. Ailelerin doktor randevularını aksatmaması ve önerilen testleri düzenli yaptırması, çocuğun sağlıklı bir şekilde büyümesini sağlar.
Ameliyat Ne Zaman Gerekir?
Bebeklerde böbrek reflüsü (VUR) için ameliyat her zaman gerekli değildir; çoğu düşük dereceli reflü çocuk büyüdükçe kendiliğinden düzelebilir. Ancak bazı durumlarda cerrahi tedavi kaçınılmaz hale gelir.
Ameliyatın Gerekli Olduğu Durumlar
Yüksek dereceli reflü (Grade IV-V): Bu seviyedeki reflüler genellikle kendiliğinden düzelmez ve böbrek hasarı riski yüksektir. Özellikle çift taraflı vakalarda cerrahi erken dönemde tercih edilir.
Tekrarlayan ateşli enfeksiyonlar: Koruyucu antibiyotik tedavisine rağmen sık sık ateşli idrar yolu enfeksiyonu yaşanıyorsa ameliyat düşünülür.
Böbrek hasarı ve skar oluşumu: Görüntüleme testlerinde böbrekte yara izi (skar) veya gelişim geriliği saptanırsa cerrahi gündeme gelir.
Anatomik problemler: Üreterosel, mesane divertikülü veya üretra tıkanıklığı gibi yapısal bozukluklara bağlı reflülerde ameliyat gerekir.
Yaşa bağlı devam eden reflü: Çocuk büyüdükçe reflünün kendiliğinden düzelme ihtimali azalır. Özellikle 5 yaşından sonra orta-yüksek dereceli reflü devam ediyorsa cerrahi tercih edilebilir.
Tedaviye uyum sorunu: Ailenin uzun süreli ilaç tedavisine uyum sağlayamaması veya düzenli takip yapılamaması da ameliyat kararında etkili olabilir.
Ameliyat kararı; reflünün derecesi, enfeksiyon öyküsü, böbrek fonksiyonları ve çocuğun yaşı dikkate alınarak verilir. Her VUR tanısı alan bebek ameliyat edilmez, ancak yukarıdaki riskler varsa cerrahi, böbrekleri korumak için en doğru seçenek olabilir.
Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Bebeklerde böbrek reflüsü (VUR) tedavi edilmediğinde veya düzenli takip yapılmadığında ciddi ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabilir. Reflünün en büyük riski, tekrarlayan enfeksiyonlar ve bunların böbreklerde bırakacağı hasarlardır.
Olası Sonuçlar
Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları: Mesanedeki enfeksiyon böbreklere kolayca ilerler ve her enfeksiyon böbrek dokusunda yeni hasar oluşturur.
Böbrek hasarı ve yetmezliği: Uzun süre tedavi edilmeyen reflü, böbreklerde skar dokusu ve fonksiyon kaybına yol açarak ilerleyen yaşlarda kronik böbrek yetmezliğine neden olabilir.
Yüksek tansiyon: Böbrek hasarı çocuk büyüdükçe hipertansiyona zemin hazırlayabilir ve bu durum kalp-damar sağlığını da etkiler.
Mesane fonksiyon bozukluğu: Uzun süreli reflü mesanenin çalışma düzenini bozarak idrar kaçırma ve sıkışma gibi şikâyetlere neden olabilir.
Büyüme ve gelişme geriliği: Kronik enfeksiyon ve böbrek sorunları çocuklarda iştahsızlık, kilo kaybı ve boy uzamasında yavaşlama ile sonuçlanabilir.
Psikososyal etkiler: Sürekli hastane süreci ve altını ıslatma gibi sorunlar çocuğun özgüvenini ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyebilir.
Tedavi edilmeyen böbrek reflüsü, ilerleyen dönemde hem böbrek yetmezliği hem de yaşam kalitesini düşüren sağlık problemlerine yol açabilir. Bu nedenle VUR tanısı alan çocukların erken teşhis, düzenli takip ve uygun tedavi ile korunması hayati önem taşır.

Yorumlar