Çocuklarda İdrar Kaçırma ve Biofeedback Tedavisi
- Doç.Dr. Yaşar ISSI
- 24 Ara 2024
- 7 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 22 Oca

İdrar kaçırma, tıbbi literatürde enürezis olarak adlandırılan bir durumdur ve çocuğun idrarını istemsiz olarak tutamaması anlamına gelir. Genellikle 5 yaşından sonra görülen bu durum, çocuğun mesane kontrolünü tam olarak geliştiremediği anlamına gelir.
İdrar kaçırma, gece (enürezis nokturna) ve gündüz (diürnal enürezis) olmak üzere iki ana gruba ayrılır.
Gece İdrar Kaçırma (Enürezis Nokturna): Çocuğun gece uykudayken idrarını tutamaması.
Gündüz İdrar Kaçırma (Diürnal Enürezis): Gün içinde istemsiz idrar yapma durumu.
Bu durum, çocuğun gelişim sürecinde normal kabul edilen geçici bir problem olabileceği gibi, bazı altta yatan sağlık sorunlarının belirtisi de olabilir.
Yaşa Bağlı Normal ve Anormal Durumlar
Çocuklarda mesane kontrolü genellikle 2-4 yaş arasında gelişmeye başlar ve 5 yaşına kadar tamamlanmış olması beklenir. Ancak bazı çocuklarda bu süreç daha uzun sürebilir. Aşağıdaki tablo, idrar kaçırmanın yaşa göre normal ve anormal kabul edildiği durumları özetler:
Yaş Grubu | Normal Durum | Anormal Durum |
0-2 yaş | Mesane kontrolü tamamen gelişmemiştir. | İdrar kontrolü beklenmez. |
3-4 yaş | Mesane kontrolü gelişmeye başlar. | Gece ve gündüz sık sık idrar kaçırma. |
5 yaş ve üzeri | Mesane kontrolü genellikle sağlanmıştır. | Gece/gündüz düzenli idrar kaçırma. |
Dünya Genelinde Görülme Sıklığı
Çocuklarda idrar kaçırma oldukça yaygın bir problemdir ve genellikle yaşla birlikte azalma eğilimi gösterir. Dünya genelinde yapılan araştırmalar, 5 yaşındaki çocukların yaklaşık %10-15’inin düzenli olarak gece idrar kaçırdığını göstermektedir.
Bu oran, 10 yaşındaki çocuklarda %5'e, 15 yaşında ise %1'e düşmektedir. Ancak bu durum, tedavi edilmediği takdirde ileriki yaşlarda psikolojik sorunlara yol açabilir.
Çocuklarda İdrar Kaçırmanın Sebepleri Nelerdir?
Gece ve Gündüz İdrar Kaçırma Farkları
Çocuklarda idrar kaçırma, gece ve gündüz olmak üzere iki farklı şekilde görülür. Bu iki durumun nedenleri ve tedavi yaklaşımları farklılık gösterebilir:
Gece İdrar Kaçırma (Enürezis Nokturna): Çocuğun uyku sırasında idrarını tutamamasıdır. Bu durum genellikle mesanenin aşırı dolması veya çocuğun uyku sırasında mesane sinyallerini algılayamamasından kaynaklanır.
Genetik faktörler bu durumda önemli bir rol oynar; ebeveynlerden birinde gece idrar kaçırma öyküsü varsa, çocukta görülme riski %40-50'ye çıkar.
Gündüz İdrar Kaçırma (Diürnal Enürezis): Gün içinde çocuğun idrarını tutamamasıdır. Bu durum genellikle mesanenin yeterince boşaltılamaması, enfeksiyon, stres veya dikkat eksikliği gibi nedenlere bağlıdır. Bazı çocuklarda idrar yapmayı erteleme alışkanlığı da bu sorunu tetikleyebilir.
Farklar | Gece İdrar Kaçırma | Gündüz İdrar Kaçırma |
Zaman | Uyku sırasında | Gün içinde |
Nedenler | Genetik, derin uyku | Enfeksiyon, mesane kontrolü |
Tedavi Yaklaşımı | Alarm tedavisi, biofeedback | Egzersiz, enfeksiyon tedavisi |
Psikolojik, Fizyolojik ve Genetik Nedenler
Çocuklarda idrar kaçırma çok çeşitli nedenlere dayanabilir ve genellikle birden fazla faktör birlikte etkili olabilir:
Psikolojik Nedenler:
Stres ve Anksiyete: Yeni kardeş doğumu, okul stresi veya aile içindeki gerginlikler idrar kaçırmayı tetikleyebilir.
Travmatik Olaylar: Çocuğun korku, ayrılık kaygısı gibi duygusal zorluklar yaşaması.
Tuvalet Eğitimi Problemleri: Çok erken veya çok baskıcı bir tuvalet eğitimi süreci, mesane kontrolünün gecikmesine yol açabilir.
Fizyolojik Nedenler:
Mesane Kapasitesinin Küçük Olması: Çocuğun mesanesinin yaşına uygun kapasitede olmaması.
İdrar Yolları Enfeksiyonu: Sık idrara çıkma ve mesane kontrolünde zorluk.
Hormonal Dengesizlik: Gece idrar miktarını azaltan vazopressin hormonunun eksikliği.
Kabızlık: Dolu bir bağırsak mesaneye baskı yaparak idrar kaçırmaya neden olabilir.
Genetik Faktörler:
Aile geçmişi bu sorunda önemli bir rol oynar. Araştırmalar, ebeveynlerden birinin çocukluk döneminde idrar kaçırma öyküsü olması durumunda, çocuğun da bu sorunu yaşama olasılığının %40-50 olduğunu göstermektedir. Eğer her iki ebeveynde bu durum görülmüşse, risk %70’e kadar çıkabilir.
Çocuğun Yaşına Göre Nedenlerin Farklılaşması
Çocuğun yaşı, idrar kaçırma probleminin nedenlerini anlamada önemli bir faktördür:
0-4 Yaş: Bu yaş grubunda idrar kaçırma normal kabul edilir çünkü mesane kontrolü henüz gelişme aşamasındadır.
5-7 Yaş: Bu dönemde idrar kaçırmanın genellikle genetik veya mesane kapasitesine bağlı olduğu görülür. Hormonal dengesizlikler de sık rastlanan bir nedendir.
8 Yaş ve Üzeri: Bu yaş grubunda idrar kaçırma daha çok psikolojik faktörlere veya idrar yolu enfeksiyonlarına bağlıdır. Ayrıca bu yaşlarda mesane disfonksiyonu gibi fizyolojik sorunlar daha sık gözlenir.
Yaş Grubu | Ana Nedenler | Tedavi Yaklaşımı |
0-4 yaş | Normal gelişim süreci | Tuvalet eğitimi |
5-7 yaş | Genetik, hormonal dengesizlik | Biofeedback, alarm terapisi |
8 yaş ve üzeri | Psikolojik nedenler, enfeksiyon | Psikolojik destek, medikal tedavi |
Biofeedback Nedir ve Nasıl Çalışır?
Biofeedback, vücudun fizyolojik süreçlerini fark etme ve kontrol etme amacıyla kullanılan, özellikle çocuklarda idrar kaçırma tedavisinde etkili bir yöntemdir. Bu yöntemde, çocuğa idrar kontrolünü sağlayan pelvik kaslar hakkında farkındalık kazandırılır ve bu kasları doğru bir şekilde kullanması öğretilir.
Biofeedback, genellikle teknolojik cihazlar ve geri bildirim mekanizmalarıyla uygulanır ve çocuğun mesane kontrolünü geliştirmesi için rehberlik eder.
Biofeedback tedavisinin temel amacı, çocuğun bilinçsiz olarak yaptığı idrar kaçırma davranışını bilinçli bir şekilde kontrol altına almasını sağlamaktır. Çocuk, mesane ve pelvik kaslarının nasıl çalıştığını öğrenir ve idrarını tutabilmek için bu kasları gerektiği gibi çalıştırmayı öğrenir.
Biofeedback Nasıl Çalışır?
Biofeedback, görsel ve işitsel geri bildirimler kullanarak çocuğun vücudunun nasıl çalıştığını anlamasına yardımcı olur. Süreç şu şekilde işler:
Kasların Çalışma Prensibinin Öğretilmesi:
Tedavi sırasında çocuğa mesane kontrolüyle ilgili kaslar (pelvik taban kasları) hakkında bilgi verilir.
Kasların hangi durumda gevşemesi ve hangi durumda kasılması gerektiği anlatılır.
Sensörlerin Kullanımı:
Çocuğun kas aktivitesini ölçmek için vücuda küçük sensörler yerleştirilir. Bu sensörler, pelvik kaslarının nasıl çalıştığını algılar ve bilgisayar ekranına veri olarak aktarır.
Görsel ve İşitsel Geri Bildirimler:
Çocuk, ekrandaki animasyonlar, grafikler veya oyun benzeri görseller aracılığıyla kaslarının ne zaman doğru çalıştığını öğrenir.
Örneğin, ekrandaki bir balon şişerken ya da bir karakter hareket ederken, çocuk doğru kasları kullanması gerektiğini anlar.
Ayrıca, çocuğun doğru hareketleri yaptığını teyit etmek için sesli geri bildirimler de kullanılır.
Pratik ve Alışkanlık Kazanımı:
Çocuk, belirli egzersizlerle bu kasları düzenli olarak çalıştırır.
Tedavi ilerledikçe çocuk, kaslarını kontrol etmeyi öğrenir ve bu kontrolü günlük yaşamına adapte eder.
Biofeedback’in Çocuklar İçin Avantajları
Ağrısız ve İnvaziv Olmayan Bir Yöntemdir: Biofeedback, cerrahi müdahale veya ilaç kullanımı gerektirmeyen tamamen doğal bir yöntemdir.
Çocuğun Aktif Katılımını Sağlar: Çocuk tedavi sürecinde aktif olarak rol oynar ve kendi vücudunu tanımayı öğrenir.
Başarı Oranı Yüksektir: Özellikle pelvik kas zayıflığına bağlı idrar kaçırma durumlarında, %70-90 arasında başarı oranları kaydedilmiştir.
Psikolojik Faydalar Sağlar: Çocuk, kendi kontrolünü sağladıkça özgüveni artar ve sosyal hayatta daha rahat hareket eder.
Biofeedback Uygulama Süresi ve Seanslar
Biofeedback tedavisi genellikle haftada 1-2 seans şeklinde uygulanır ve tedavi süresi, çocuğun durumuna bağlı olarak 8-12 hafta arasında değişebilir. Aşağıdaki tablo, biofeedback tedavisiyle ilgili genel bir uygulama sürecini özetlemektedir:
Tedavi Aşaması | Detaylar |
1. Aşama | Çocuğun durumunun değerlendirilmesi ve hedeflerin belirlenmesi. |
2. Aşama | İlk sensör yerleştirme ve sistemin tanıtılması. |
3. Aşama | Kas eğitimi ve geri bildirimlerle pratik yapılması. |
4. Aşama | Çocuğun öğrendiklerini günlük hayatta uygulamaya başlaması. |
Biofeedback Kullanım Alanları
Biofeedback yöntemi sadece idrar kaçırma tedavisi için değil, aynı zamanda şunlar için de kullanılabilir:
Kabızlık tedavisi
Pelvik taban kas disfonksiyonları
Biofeedback Çocuklarda İdrar Kaçırma Tedavisinde Nasıl Kullanılır?
Pelvik Kasların Güçlendirilmesi
Biofeedback yöntemi, çocukların pelvik taban kaslarını doğru şekilde kullanmayı öğrenmesini sağlar. İdrar kontrolü için bu kasların gevşetilmesi veya kasılması gerektiği durumları anlamak, idrar kaçırma problemlerinin çözümünde kritik bir öneme sahiptir. Tedavi sırasında çocuğa şu konularda yardımcı olunur:
Kasların Tanınması: Çocuk, pelvik kaslarının nerede olduğunu ve nasıl çalıştığını öğrenir. Çoğu çocuk bu kasların farkında olmadığı için, biofeedback tedavisi bu farkındalığı oluşturur.
Kasların Doğru Kullanımı: Görsel ve işitsel geri bildirimler kullanılarak, çocuğun kasları doğru şekilde kullanması öğretilir. Örneğin, bilgisayar ekranında bir balonun şişmesi veya bir karakterin hareket etmesi gibi animasyonlar sayesinde çocuk, kaslarını ne zaman kasması veya gevşetmesi gerektiğini öğrenir.
Egzersiz ve Güçlendirme: Kasların güçlenmesi için belirli egzersizler düzenli olarak yapılır. Bu egzersizler, mesane kontrolünü artırmak için tasarlanmıştır.
Seansların Süresi ve Sıklığı
Biofeedback tedavisi, planlı ve düzenli bir şekilde uygulandığında etkili sonuçlar verir. Seansların süresi ve sıklığı, çocuğun yaşına, idrar kaçırma probleminin ciddiyetine ve kaslarının kontrol düzeyine bağlı olarak değişebilir:
Seans Süresi: Her bir seans genellikle 20-30 dakika sürer. Çocuk için eğlenceli ve rahat bir ortamda yapılır.
Seans Sıklığı: Tedavi, haftada 1-2 seans şeklinde uygulanır. Bu, çocuğun tedaviye düzenli olarak katılmasını sağlar.
Tedavi Süresi: Biofeedback tedavisi toplamda 8-12 hafta sürebilir. Bu süre, çocuğun mesane kontrolünde ne kadar hızlı ilerleme kaydettiğine bağlı olarak değişebilir.
Tedavi Planı | Detaylar |
Seans Süresi | 20-30 dakika |
Seans Sıklığı | Haftada 1-2 seans |
Toplam Süre | 8-12 hafta |
Egzersizler | Çocuğun evde düzenli tekrar yapması önerilir |
Uzun Vadeli Sonuçlar ve Başarı Oranları
Biofeedback tedavisinin sonuçları, çocuklarda idrar kaçırma problemlerinin giderilmesinde oldukça başarılıdır. Yapılan çalışmalar, bu yöntemin uzun vadeli ve kalıcı etkiler sağladığını göstermektedir:
Başarı Oranları: Tedavi gören çocukların %70-90’ında belirgin bir iyileşme görülmüştür. Bu oran, biofeedback’in etkinliğini açıkça ortaya koymaktadır.
Tekrarlama Riski: Biofeedback tedavisi sonrasında, doğru alışkanlıklar kazanan çocuklarda idrar kaçırma probleminin tekrar etme olasılığı düşüktür. Ancak, tedavi sürecinin eksiksiz tamamlanması ve ailenin destekleyici olması önemlidir.
Psikolojik Faydalar: İdrar kaçırma problemi çözüldüğünde, çocuğun özgüveni artar ve sosyal hayatında daha rahat bir şekilde yer alabilir. Bu da çocuğun genel yaşam kalitesini artırır.
Sonuçlar | Başarı Oranı (%) |
Hafif vakalarda | %90 |
Orta düzey vakalarda | %80 |
Ağır vakalarda | %70 |
Tedavi Sonrası Ailenin Rolü
Tedavi sürecinde ve sonrasında ailenin desteği büyük önem taşır. Ailelerin şu konularda dikkatli olması gerekir:
Çocuğun biofeedback seanslarına düzenli katılımını sağlamak.
Evde önerilen pelvik egzersizleri yapması için çocuğu motive etmek.
Çocuğa sabırlı ve anlayışlı bir şekilde yaklaşarak bu sürecin doğal bir tedavi olduğunu anlatmak.

Tedavi Sonrası Başarı Oranları ve Tekrar Durumu
Tedavi Sonrası Başarı Oranları
Biofeedback, çocuklarda idrar kaçırma tedavisinde oldukça etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Tedavi sonrası başarı oranları, çocuğun probleminin ciddiyetine, düzenli seanslara katılımına ve tedavi sürecinin eksiksiz uygulanmasına bağlıdır. Genel olarak, biofeedback sonrası şu başarı oranları kaydedilmiştir:
Hafif Vakalar: Başarı oranı %90’a kadar çıkabilir.
Orta Düzey Vakalar: Tedavi edilen çocukların %70-80’inde belirgin iyileşme sağlanır.
Ciddi Vakalar: Başarı oranı %60-70 arasında değişebilir; bu oran, tedaviye ek destek yöntemleriyle artırılabilir.
Tedavi sırasında çocuğun pelvik kas kontrolünü öğrenmesi ve düzenli egzersiz yapması, başarı oranını önemli ölçüde artırır. Çocukların çoğu, tedavi tamamlandıktan sonra idrar kaçırma problemini tamamen aşar ve mesane kontrolünü normal bir şekilde sürdürebilir.
Vaka Seviyesi | Başarı Oranı (%) |
Hafif | %90 |
Orta | %70-80 |
Ciddi | %60-70 |
Tedavinin Tekrarlanması Gereken Durumlar
Biofeedback tedavisi sonrası bazı durumlarda tedavi tekrarı gerekebilir. Tekrar tedavi ihtiyacı, genellikle aşağıdaki durumlarda ortaya çıkar:
Tedaviye Düzenli Katılım Olmaması:
Çocuk tedavi seanslarına düzenli katılmadıysa veya seanslar arasında önerilen egzersizleri yapmadıysa, tedavinin tekrarlanması gerekebilir.
Ciddi Fizyolojik Problemler:
Mesane kapasitesinin çok küçük olması veya pelvik kasların ciddi şekilde zayıf olduğu durumlarda, tedavi süreci daha uzun ve tekrarlı olabilir.
Psikolojik Faktörlerin Devam Etmesi:
Stres, kaygı veya travmatik bir olay gibi psikolojik faktörler tedavi sonrası idrar kaçırmayı tetikliyorsa, bu durumlarda biofeedback tedavisi yeniden planlanabilir.
Büyüme Sürecinde Yeni Problemlerin Ortaya Çıkması:
Çocuk büyüdükçe ve vücudu gelişim gösterdikçe, mesane ve pelvik kaslarda yeni sorunlar ortaya çıkabilir. Bu durumlarda tedavi yeniden başlatılabilir.
Tedavi Sonrası Öneriler
Tedavi tamamlandıktan sonra çocuğun sağlıklı bir şekilde mesane kontrolünü sürdürebilmesi için şu öneriler dikkate alınmalıdır:
Egzersizlerin Devam Ettirilmesi: Biofeedback sırasında öğrenilen pelvik kas egzersizleri düzenli olarak tekrarlanmalıdır.
Sıvı Alımına Dikkat Edilmesi: Çocuğun gün boyunca yeterli ama aşırı olmayan miktarda sıvı tüketmesi sağlanmalıdır.
Psikolojik Destek Sağlanması: Çocuğun özgüvenini artırmak ve kaygı düzeyini düşürmek için psikolojik destek alınabilir.
Düzenli Doktor Kontrolleri: Tedavi sonrası doktor kontrolleri ihmal edilmemeli, gerekirse ilerleyen süreçte biofeedback tedavisine tekrar başlanmalıdır.
Uzun Vadeli Etkiler
Biofeedback tedavisi ile başarılı sonuç alan çocukların büyük bir çoğunluğu, bu kazanımlarını uzun vadede koruyabilir. Ancak nadir durumlarda, özellikle tedavi sonrası verilen önerilere uyulmadığında, idrar kaçırma problemleri tekrar edebilir. Tekrar eden durumlarda tedaviye erken başvurulması, problemin daha kolay çözülmesini sağlar.
Durum | Tekrar İhtimali | Öneriler |
Tedaviye tam uyum | Düşük (%5’in altında) | Egzersizlere devam edilmesi |
Tedaviye düşük uyum | Orta (%20-30) | Seansların tekrarlanması |
Psikolojik faktörlerin devamı | Yüksek (%30-50) | Psikolojik destek alınması |
Biofeedback tedavisi sonrası başarı oranları oldukça yüksektir, ancak çocuğun tedaviye uyumu ve psikolojik durumları tedavinin başarısını doğrudan etkiler.
Tedavi sonrası alınan önlemlerle tekrarlama riski en aza indirilebilir. Gerekirse, tedavi yeniden planlanarak kalıcı çözümler sağlanabilir. Bu süreçte doktorunuzla düzenli iletişimde olmak önemlidir.

Yorumlar